köy silindiri ve loğ taşı olarakta adlandırılır. anadoludaki bir çok köyde geçmiş dönemlerde kullanılmıştır. dam'ı düzeltmek için kullanılır.

Kıpçak maskesi, Orta Asya'da yaşayan Kıpçak Türkleri'nin kültürüne ait geleneksel bir maskedir. Bu maskeler, genellikle şamanistik ritüellerde, kimlik ve güç sembolü olarak kullanılmıştır. Kıpçak maskeleri, doğaüstü varlıklardan korunmak, toplumsal ritüellerde yer almak ve kimlik ifade etmek amacıyla yapılmıştır. Geleneksel olarak, bu maskeler yüzü örterek kişinin ruhsal ve fiziksel durumunu simgeler.

Martingal, matematiksel bir kavram olup, özellikle olasılık teorisi ve istatistik alanlarında kullanılır. Başlangıçta kumar ve oyun teorisinde kullanılsa da, finans ve ekonomi gibi alanlarda da yaygın şekilde yer bulmuştur. Martingal, bir süreç veya oyun içindeki olayların, önceki sonuçlardan bağımsız olarak gelecekteki olasılıkları tahmin etme şeklidir. Daha basit bir ifadeyle, martingal, geçmişteki kazançlar veya kayıplardan bağımsız olarak, gelecekteki sonucun sadece şans ve rastlantıya bağlı olduğu bir süreçtir.

Martingal stratejisi özellikle kumarda, oyuncunun her kayıptan sonra yaptığı bahsi iki katına çıkarma şeklinde öne çıkar. Bu strateji, teorik olarak uzun vadede kayıpları telafi etme vaadi sunsa da, pratikte çoğu zaman başarısız olur. Çünkü, kumarhaneler sınırsız bir süre boyunca oyuncuların kazanmasını bekleyemez ve finansal sınırlamalar devreye girer.
Kaide Avukatlık – Kuralları biz koymuyoruz, ama en iyi biz uyguluyoruz.
Dava Adamları – Dava bizim işimiz!
Vicdan & Mizan – Adalet terazisi bizde hassastır.
deve kulağı, kurak ve tuzlu topraklara dayanıklılığıyla bilinen, göz alıcı mor ve leylak tonlarındaki çiçekleriyle dikkat çeken çok yıllık bir bitkidir. Genellikle kıyı bölgelerinde ve tuzcul alanlarda yetişir. Zarif görünümüyle çiçek aranjmanlarında sıkça kullanılan bu tür, kurutulduğunda bile formunu koruyarak dekoratif amaçlarla tercih edilir. Doğal yaşam alanlarında ise polinatörler için önemli bir nektar kaynağıdır. Ekstrem çevre koşullarına karşı gösterdiği direnç, onu doğanın estetik ve dayanıklılığı bir araya getiren eşsiz bitkilerinden biri yapar.
2006’da vizyona girip kimsenin pek fark etmediği, ama zamanla “kült” mertebesine ulaşan filmlerden biri. The Fall izleyen herkesin başkalarına önerdiği, sonra da kimsenin izlemediğini görünce üzüldüğü türden bir film.
Western türünü sevmeyene bile kendini izleten film. Üç adam, bir servet, bir iç savaş ve epik bir final sahnesi. Hele o mezarlık sahnesi... Sinema tarihinin en iyi “standoff”u olabilir.
Eşkıya sadece bir film değil, bir dönüşüm hikâyesi. Hapishaneden çıkan Baran’ın İstanbul’da değişen dünyaya ayak uydurmaya çalışması, aslında Türkiye’nin 90’lardaki dönüşümünü de anlatıyor. Metaforlar havada uçuşuyor.
amerika'nın burnunun dibinde yıllardır “size inat yaşarız” diyen sosyalist ülke. eski amerikan arabaları ve che guevara posterleriyle adeta zaman kapsülü.

küba'da internet: devlet kontrolünde ve kotalı. wifi bulunca instagram’a giren turistlerin yüzündeki mutluluk görülmeye değer.

küba purosu: dünyada en iyisi olduğu söylenir ama içmeden bilemezsin. fiyatı da ülke ekonomisine kıyasla oldukça uygun.

küba kahvesi: sert, yoğun ve direkt beynine vuruyor. kapitalizm gibi değil, gerçek bir uyanış sağlıyor.

havana: devrim ruhunun hala sokaklarda dolaştığı, müziğin hiç susmadığı, dansın hayatın bir parçası olduğu şehir.

küba ve abd: soğuk savaşın sıcak adası. yıllardır ambargo altında ama halkı “biz açız ama onurluyuz” diyerek direnmeye devam ediyor.

fidel castro: devrimci, lider, puro sevdalısı. abd’ye karşı 600’den fazla suikast girişiminden sağ çıktı, son gülen hep o oldu.

varadero: “sosyalist ülkede tatil mi olur?” diyenleri susturan beyaz kumlu plajlarıyla ünlü cennet.

küba müziği: salsa, rumba, son... müzik burada sadece eğlence değil, bir yaşam biçimi. yaşlı amcalar bile sokakta dans ediyor.

che guevara: arjantinli olup en çok küba’da sevilen devrimci. posterleri her yerde ama en çok turistlerin tişörtlerinde.
Koçero, kelime anlamı ile Devamlı göçen, yer değiştiren adam.. demektir. Koçero, 1933 yılında, o dönem Siirt il sınırlarında yer alan Batman’da doğmuş, gerçek adıyla Mehmet İhsan Kilit. Genç yaşta eşkıyalık hayatına adım atan bu isim, halk arasında adalet arayışı ve direnişin simgesi haline gelmiş bir figürdür. Yaşadığı dönemin baskıcı şartlarına karşı koyarken, dağlarda sürdürdüğü hayatıyla kendine özgü bir efsane oluşturmuştur.

Bir gün, köy ağasının oğlu Halil’in, Koçero’nun eşine sarkıntılık etmesi üzerine, Koçero’nun içindeki adalet duygusu harekete geçer. Olay, Halil’in cesedinin Silvan meydanına bırakılmasıyla sonlanır. Bu olaydan sonra ailesini güvenli bir yere gönderen Koçero, dağlara çıkarak eşkıyalık hayatına başlar. Haksızlığa karşı savaşmaya karar verir ve halk arasında yoksulların, mağdurların koruyucusu olarak tanınır.

Zamanla adı, yalnızca bir eşkıya olarak anılmanın ötesine geçer; adaletin ve özgürlüğün sembolü olur. Kendisini dağlarda bulan Koçero, halk arasında cesur bir direnişçi olarak saygı görür. Diğer taraftan, isyanının gerekçeleri ve toplum üzerindeki etkisi de halk arasında sıkça dile getirilmiş, onun hayatı şarkılara, türkülere ilham kaynağı olmuştur. Koçero'nun adı, özellikle Selda Bağcan ve Ahmet Kaya'nın söylediği "Koçero" türküsüyle hafızalara kazınmıştır. o kimilerine göre bir efsane kimilerine göre ise basit bir eşkiyadan başka bir şey değildir.