bir kişinin kendini dışarıdan bir gözle izliyormuş gibi hissetmesi hali. ‘kendime dışarıdan bakıyorum, sanki ben değilim’ hissi... işte bu: dedublüman.
hayatta o kadar çok kırıldım ki artık güldüğümde ağlamaktan kırılmış bir çehrenin izleri kalıyor yüzümde. işte o: acının tatlı tebessümü.
anneannem küçükken ne yapsam ‘cancağızım benim’ derdi. yaramazlık da yapsam, çamura da bassam. gerçek sevginin kelime karşılığıdır bazen.
Ecevit’in sürekli giydiği mavi gömleklerle özdeşleşmiş ve zamanla hem siyasi hem kültürel bir simgeye dönüşmüştür. Renk tonu olarak açık ile orta ton arasında bir gök mavisi veya hafifçe soluk bir deniz mavisi.
herkese aynı ilgiyi gösterip kimseye netlik vermeyen, ortalıkta gönül kombini dağıtan kişidir. kendisine flörtöz denilince de alınır. hayırdır, melek misin?
vuslat kelime anlamı (sevgiliye) ulaşma, erişme, kavuşma. bence modern zamanların imkânsız kelimesi. çünkü artık kimse kimseyle gerçekten kavuşmuyor. ya zaman müsait değil ya gönül. vuslatın yerini geçici buluşmalar almış.
dızo ne demek?
yeni jenerasyonda “hırsız” demektir. yani sosyal mecra dizesiyle “tıkladı, aldı… dızo işte”.
amerikan yerlilerinin yaptığı geleneksel ayakkabı türüdür esasen. ama türkiye'de özellikle 80'ler 90'lar döneminde erkeklerin kumaş pantolon altına giydiği, ucu hafif sivri, dikişleri belirgin olan ayakkabıya dönüşmüştür. babam hala bir çift saklıyor, "eskiler daha kaliteliydi" diye.
Tırrek: Genellikle halk arasında “uçuk kaçık, hafif deli, biraz salaş, garip tip” anlamlarında kullanılan argo bir kelime. Aslında tam bir tanımı yok, daha çok küçümseyici ve esprili bir tonda biri için kullanılır. Çevrenizde kendi halinde ama biraz tuhaf davrananları tarif etmek için biçilmiş kaftan. Argo olduğu için resmi ortamda kullanılması pek tavsiye edilmez.