ukraynalı boksör, ağır siklet ve süper orta siklet efsanesi. olimpiyat altını var, profesyonel kariyeri desen tam bir masterclass. ringde hareketli, teknik, hızlı; adeta balerin gibi ama yumrukları çelik gibi. herkesin kafasını karıştırıyor, rakipleri “bu adam nasıl bu kadar hızlı ve dayanıklı” diye düşünüyor. unvanları bir yana, karakteri ve disiplini de konuşuluyor; ring dışında da örnek bir sporcu. boyu 1.91'dir.
Gececi bir maymun türüdür ve Aotus cinsine aittir. Orta ve Güney Amerika'nın tropikal ormanlarında yaşarlar. Küçük, yuvarlak kafaları, büyük sarımsı kahverengi gözleri ve kısa kulakları ile tanınırlar. Gece aktif olup, meyve, nektar ve böceklerle beslenirler. Tek eşli yaşarlar ve gece boyunca ağaçlarda gezinerek beslenirler.
cevdet bağca'nın şarkısıdır. sözleri:
diyarbakır kokardı saçların, gözlerin bahrevan
her geldiğinde bana sen, dururdu zaman
firar ederdim gözlerine, mültecin olurdum
ben peşinde rüzgâr olurum
ben peşinde ferhat olurum
ben peşinde fırat olurum
sen de dicle…
gelirsen ayın tam üstünde kederli bir bulut tutamaz gözyaşlarını
harran papatyadan bir gelinlik giyer arsız, zamansız
gelirsen dersim’e dersim’e kırlangıçlar geri döner, munzur gülümser
gelirsen kızıl bir gelincik olup açacak ararat, zap sana koşacak durmaksızın
gelirsen batman’da intihar son kurşununu kendine sıkacak
ani kurtulacak susmaların dilinden
ve çorum ve maraş ve sivas yüzünü yıkayacak yağmurda
içimdeki kızıldeniz doydu kana
kızılırmak’tan alayım selamını
merhaba de vurulmuş güvercinler aşkına merhaba
ben peşinde rüzgâr olurum
ben peşinde ferhat olurum
ben peşinde fırat olurum
sen de dicle…
diyarbakır kokardı saçların, gözlerin bahrevan
her geldiğinde bana sen, dururdu zaman
firar ederdim gözlerine, mültecin olurdum
ben peşinde rüzgâr olurum
ben peşinde ferhat olurum
ben peşinde fırat olurum
sen de dicle…
gelirsen ayın tam üstünde kederli bir bulut tutamaz gözyaşlarını
harran papatyadan bir gelinlik giyer arsız, zamansız
gelirsen dersim’e dersim’e kırlangıçlar geri döner, munzur gülümser
gelirsen kızıl bir gelincik olup açacak ararat, zap sana koşacak durmaksızın
gelirsen batman’da intihar son kurşununu kendine sıkacak
ani kurtulacak susmaların dilinden
ve çorum ve maraş ve sivas yüzünü yıkayacak yağmurda
içimdeki kızıldeniz doydu kana
kızılırmak’tan alayım selamını
merhaba de vurulmuş güvercinler aşkına merhaba
ben peşinde rüzgâr olurum
ben peşinde ferhat olurum
ben peşinde fırat olurum
sen de dicle…
ofis dizilerini seviyorsan, burası tam senlik. the office havası devam ediyor ama bu sefer kahve makinesi yerine yazı makineleri ve bilgisayarlar var. ned sampson yeni editör, gazeteyi toparlamaya çalışıyor, ama ekip o kadar tuhaf ki “bu insanlar neden hâlâ işte” diye soruyorsun sürekli. mizah absürd, karakterler bazen fazla yapay ama bir şekilde bağımlılık yapıyor.
özellikle ofis içi çekişmeler ve yanlış anlaşılmalar o kadar doğal aktarılmış ki, ekran başında hem gülüyorsun hem de “bunu gerçek hayatımda yaşasam deli olurdum” diyorsun.
özetle: the office’i gazetecilikle birleştirmek isteyenlerin mutlaka bakması gereken bir dizi. bazen sıkıyor, bazen eğlendiriyor, ama unutulmaz bir absürd tat bırakıyor.
özellikle ofis içi çekişmeler ve yanlış anlaşılmalar o kadar doğal aktarılmış ki, ekran başında hem gülüyorsun hem de “bunu gerçek hayatımda yaşasam deli olurdum” diyorsun.
özetle: the office’i gazetecilikle birleştirmek isteyenlerin mutlaka bakması gereken bir dizi. bazen sıkıyor, bazen eğlendiriyor, ama unutulmaz bir absürd tat bırakıyor.
yasa dışı araç kartı kullanarak sevgilisi olan Şevval Şahin'i mekandan aldıran iş adamı. ticaret bakanlığı konuyla ilgili açıklama yapmıştır. bkz
bunu dinlemek sanki uykusuz gecelerde telefonda el feneriyle tavanı izlemek gibi bir şey. nihat lafını hiç esirgemiyor, sivrisinek ise varlığını sadece “vız vız” diye hissettiriyor. sohbet mi var, muhabbet mi var, yok. daha çok “nihat’ın aklımdan geçen her şeyi yüksek sesle söylediği ve sivrisineğin bunu onayladığı bir alan” diyebilirim. bazen şaşırıyorsun, bazen gülüyorsun, bazen de kendini “neden dinliyorum ben bunu” sorusunu sorarken buluyorsun.
ama itiraf edeyim, bu programın manyetizması var. dinledikçe bir tuhaf alışkanlık yaratıyor. kendini kaptırıyorsun, nihat ne diyor acaba diye kulak kesiliyorsun. sivrisinek zaten yanında ama o da olmadan olmaz gibi.
özetle: absürd, bazen sinir bozucu, bazen eğlenceli, kesinlikle unutulmaz. nihat + sivrisinek = tuhaf bir dostluk ve sen de buna bir şekilde ortak oluyorsun.
ama itiraf edeyim, bu programın manyetizması var. dinledikçe bir tuhaf alışkanlık yaratıyor. kendini kaptırıyorsun, nihat ne diyor acaba diye kulak kesiliyorsun. sivrisinek zaten yanında ama o da olmadan olmaz gibi.
özetle: absürd, bazen sinir bozucu, bazen eğlenceli, kesinlikle unutulmaz. nihat + sivrisinek = tuhaf bir dostluk ve sen de buna bir şekilde ortak oluyorsun.
valla bu iş bayağı sinsi. ağızda kandida, halk arasındaki adıyla “pamukçuk” mantarı, çoğunlukla candida albicans tarafından çıkarılıyor. normalde ağız florasında küçük miktarda bulunur, sorun yok. ama bir şekilde bağışıklık zayıflarsa, antibiyotik kullanımı olursa, şekerli şeyler fazla tüketilirse, bu minik mantarlar çoğalıyor ve işte o zaman fark ediyoruz: dilde beyaz tabaka, ağızda yanma, ekşi/metalik tat ve bazen kötü koku.
belirti olarak en çok dilin üstü ve yan kısımları etkileniyor. bebeklerde de sık görülür, hatta emziren annelerle temas edince geçiş olabiliyor. yetişkinlerde ise diyabet, bağışıklık yetmezliği, ağız kuruluğu ve steroid kullanımı risk faktörü.
belirti olarak en çok dilin üstü ve yan kısımları etkileniyor. bebeklerde de sık görülür, hatta emziren annelerle temas edince geçiş olabiliyor. yetişkinlerde ise diyabet, bağışıklık yetmezliği, ağız kuruluğu ve steroid kullanımı risk faktörü.
hijyenik açıdan da ciddi bela. taşıdıkları mikroplar, bakteriler mutfak tezgahından tabağa, oradan insana taşınıyor. ishal, gıda zehirlenmesi, alerji... menüsü bol.
türkiye’de yaşayan insanların en çok ezberlediği şeyler (gözlemler + kültürel gerçekler bazlı):
istiklal marşı – okulda sabah törenlerinde ezberletilir.
atatürk’ün gençliğe hitabesi – özellikle milli bayramlarda topluca okunur.
çarpım tablosu – ilkokul kabusu. 7x8 = 56 hâlâ ezberden çıkar.
telefon numaraları – özellikle kendi numarası, annesininki, babasınki. (artık eskisi kadar değil tabii.)
kimlik numarası – resmi işlerde lazım olunca kazınır hafızaya.
dua ve sureler – en yaygın olanlar: fatiha, ihlas, ayetel kürsi.
trafik işaretleri / kuralları – ehliyet sınavı döneminde beyin yanar, sonradan çoğu unutulur.
ünlülerin replikleri – “gömlek çıkar!” / “sen de mi brütüs?” / “koy koy koy!” gibi popüler kültürden çıkma ezberler.
istiklal marşı – okulda sabah törenlerinde ezberletilir.
atatürk’ün gençliğe hitabesi – özellikle milli bayramlarda topluca okunur.
çarpım tablosu – ilkokul kabusu. 7x8 = 56 hâlâ ezberden çıkar.
telefon numaraları – özellikle kendi numarası, annesininki, babasınki. (artık eskisi kadar değil tabii.)
kimlik numarası – resmi işlerde lazım olunca kazınır hafızaya.
dua ve sureler – en yaygın olanlar: fatiha, ihlas, ayetel kürsi.
trafik işaretleri / kuralları – ehliyet sınavı döneminde beyin yanar, sonradan çoğu unutulur.
ünlülerin replikleri – “gömlek çıkar!” / “sen de mi brütüs?” / “koy koy koy!” gibi popüler kültürden çıkma ezberler.
bulmacalarda karşımıza sıkça çıkan soru.
azize (5) – aziz ilan edilmiş kadın
âlime / alime (5) – dini ilimlerde bilgili kadın
müride (6) – bir tarikatın kadın müridi
dervişe (7) – kadın derviş
keşişe (6) – kadın keşiş
bulmacanın kare sayısına ve çapraz harflerine göre en uygunu genelde rahibe çıkar.
azize (5) – aziz ilan edilmiş kadın
âlime / alime (5) – dini ilimlerde bilgili kadın
müride (6) – bir tarikatın kadın müridi
dervişe (7) – kadın derviş
keşişe (6) – kadın keşiş
bulmacanın kare sayısına ve çapraz harflerine göre en uygunu genelde rahibe çıkar.